Sayfalar

14 Temmuz 2011 Perşembe

PEOPLE YOU MAY KNOW

Sırf daha fazla o listede gözükmesin diye adam eklemiş, akabinde kamyon arkası status update'lere maruz kalmışlığım olmuştur zamanında.
Nitekim öyle biri var ki 20 - 30 ortak arkadaşa rağmen orada kalmak zorunda. Halbuse ne çok severdim. Ne güzeldi sohbetinde olmak yanında bulunmak.
Dönüp dönüp bana bakması, sakladığı sevgi ve suçluluk karışımı bakışları. Zıt kutuplarda yaşasak bile, toplasan 3 gün barışık olsak bile nasıl da benzerdik birbirimize. Merhamet sanıyordum, belki de aşıktım ben ona çocuk aklımla.
İşte seni ona benzettim galiba. Burçlarınız aynı. Aynı aykırı duruş, orjinal fikirler, delilik-doluluk, yer yer vasat yer yer başarılı espriler, umursamaz tavırlar ve bütün bunların altında gizlenen hisli bir kalp. 
Bu kadar benzememelisiniz. 
Epeydir görüşmedek de onu kardeşimi tanır gibi tanıyorum yada öyle hissediyorum. O korkunçlu profil pikçırı benim için kendisinden uzak durulacak psikopat biri izlenimi vermiyor. Sadece gülümsüyorum ve Ayetel Kürsi ezberleyen biricik arkadaşımı hatırlıyorum o resimde. 
Sana gelince, biraz farklı... Tanımak denir mi ona bilemem ama biryerlerden tanıyorum seni, uzun hikaye. Nerden dahil oldun anlayamadım üstelik en sevdiğimiz Beatles üyesi farklı.
Yine büyük mü konuştum birilerini mi kınadım Allah'ım. Hernasılsa her karaladığını takibeder oldum işte. Bütün gereksizliklerin mal mal hareketlerin bile sevimli göründü. Bazen kendime kaçık olduğumu düşündürecek şeylere cesaret ettim sayende.
İşte söylüyorum hiç anlamayacaksın o bendim. Ne işim vardı, hiç karşılaşmamıştık. Birgün karşılaşırsak –ki mümkün- hiç renk vermeden sessizce var olacağımı tahmin edemezsin.
O bendim.
Belki de günlük hayatta ağzını şapırdatan, saçları yağlı kepekli birisin ne bileyim. Hiç hoşlanmam öyle saçtan. Değil mi, evet. Evet kabul ettirmeliyim bunu kendime yoksa herşeyinle seni kabul etme ihtimalimi düşünmek  zorunda kalırım ki bu da bütün antitezlerimi alt üst eder.
Yoo dostum yoo! Kepekli saçı sevmem bilesin.
Seni bir yerlerden tanıyorum. Hepsi bu. Daha ötesi yok. Bunun devamı gelmeliydi dahası olmalıydı sanki. 
Giriş-gelişme-sonuç diye öğrettilerdi lakin girişte kalakaldım. Yazık lan.
Böyle de  lanlı lunlu bitiririm gayet hoş başlamış bi yazıyı. 
~The End~

9 Temmuz 2011 Cumartesi

GİDEMESEM DE GÖREMESEM DE :(

Efsane bu gece İstanbuldaydı. Konsere beraber gidilecek erkek kuzen, güvenilir arkadaş, geri dönüşte kalacak yer vs. bulamadım. Hoş, bulsam da noğlacağıdı. Yine bir ihtimal ayarlanır mıydı ki bilemedim şimdi. O değil yakında Travis geliyor. Acı veriyor gençler, acı veriyor. Muhafazakarım, muhafazakarsın, muhafazakr! Ama damn maaannn müziği seviyorum!
Neyse efem olayı daha ziyade dramatize etmeden gecenin anısına paylşalım: 
Bon Jovi - Livin' On A Prayer

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Lüfer, hamsi, kalkan / daralıyor zaman...

Lüfer, hamsi, kalkan / daralıyor zaman...: "“Seninki kaç santim?” kampanyası yarım milyon insanın desteğiyle devam ediyor. Denizlerimizin ve balıkların geleceği için, iş işten geçmeden, daha fazla ertelemeden, hemen şimdi eyleme katıl."
Dayanamayıp katıldım kampanyaya arkadaşlar. Balıkların miniminnacık kalmasına gönlüm razı değil. Ahanda benim balığımın linki de bu: http://bit.ly/nmWFZa şayet tıklarsanız büyüyecek inş.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

HEEEEEEEEEYOOOOOOOOOO

The Red Hot Chili Peppers - Snow (Hey Oh) Album Version
~Mutsuz oldukça dinlemeli, rahatlamalı~