Sayfalar

14 Temmuz 2014 Pazartesi

KISA HİKAYE

Küçükken eski evimizdeyken -sokakta oynayabildiğimiz mahalle ortamındaki evimizde- oturma odasının penceresinden yıldızlara bakardım. Bir tanesinin -nispeten parlak görünenin- yerini belirledim kendimce, o benim yıldızım olmuştu. Her gece pencereye çıkar onla buluşurdum göz kırpardı sanki bana, konuşurduk... Gün geçtikçe milim milim ilerleyişini takip ederken bir yolu olduğunu yolda olduğunu varacak yeri olduğunu keşfetmiştim. Bazı geceler görünmezdi, bin türlü teoriler geçerdi aklımdan şimdi nerde diye. Tekrar ortaya çıktığında gökyüzünde bir kaç milim birden ilerlemiş olmasından acele ettiğini sanırdım ve günün birinde görüş açımdan kaybolup gitmesinden korkardım.

Sonra biz başka eve taşındık, sokağında oynanmayan bir eve. yıldızımı hiç göremedim birdaha. Bir sabah uyandığımda büyümüştüm Küçük Prens kitabı geçti nasıl olduysa elime. Başucu kitabım olması bana bu denli yakın gelmesi belki bu yüzden...

22 Mayıs 2014 Perşembe

müzikli

neraba sefgili blog. feysi kapattım burdan müzikli paylaşım yapıceyim. çok iğrenç yazıyorum kelimeleri farkındayım. bu arada bu aralar çok sıkılıyorum.
bildiğimiz ve nadiren dinlesek de nostaljikler arasında yer almış belli bi saygınlığı olan gruplar vardır. niye böyle bi cümle kurdum acaba. işte bunlardan biri U2 ve şarkı-i meşhureleri ONE. Son zamanlarda bolca Damien Rice dinliyordum gel gör ki o da bu şarkının cover'ını yapmış. cover'lara ne kadan bayıldığımı bilirsiniz gerçi epey bayık olmuş lakin tam da uykuya yakın zamanlarda dinlemelik. işte şuradan dinleyebilirsiniz. şarkının orjinal bilindik versiyonu için ise bunu tıklayınız. efendime söyleyim başka versiyonlar var mı diye araştırırkene bugün size asıl paylaşacağım düeti keşfettim --->>


giriş kısmı farkedileceği üzere pek elleşilmemiş Bono az buçuk yorum katmış onun dışında klasik One'ı dinliyorsunuz. ve birazdan Mary denen hatun gelip ortalığı inletiyor. o nası kendini parçalamaktır yarappim o nasıl şarkıyı tutup göklere çıkarmaktır. 
bilhassa 
you say love is a temple, love a higher law
kısmı beni benden aldı. gün geçmiyor ki ufak bir zenci gırtlağı dokunuşunun neler yapabileceğine şahit olmayalım...

7 Mart 2014 Cuma

ÖNCE vs SONRA

URFA'YA GELMEDEN ÖNCE BEN:



                                         

URFA'DA BEN:




26 Ocak 2014 Pazar

Biraz Yağmur Kimseyi İncitmezBiraz Yağmur Kimseyi İncitmez by Kemal Sayar
My rating: 4 of 5 stars

kitap bittiğinde bende uyandırdıkları:
şu dünyada max. 80 yıl daha yaşarım o da hani yırtınsam ölmemek için belki. ben öldükten sonra varsa torunlarım tarafından bi 50 yıl daha anılacağımı var sayıyıorum. heralde arada üç kulhü bi elham okuyup gönderirler eşek değiller ya. toplamda ne yaptı? 130. hadi yuvarlayalım 150. çok zorlama bi rakam bu farkındaysanız. aktif olarak hayatın içinde bulunacağım süre çok daha az. şu an hayatımın en verimli dönemini yaşadığım farzedilirse, bundan sonra biyolojik ve mental olarak sağlıklı, üretken ve kayda değer geçirebileceğim 30-40 yılım var. Allah ömür verirse elbette.
ne demeye getiriyorum. 150 yıl sonra benim bir zamanlar hayatta olduğumu bilen hiç kimse olmayacak yeryüzünde. sanki hiç yaşamamışım gibi. sanki balık krakeri ve sıcak çikolatayı seven ben var olmamışım gibi. yüzümün neye benzediği kimsenin hafızasında olmayacak hiç kimsenin. Rabbimden başka kimse hatırlamayacak beni.
en kötüsü de, çok daha öncesinde, belki 30 yıl kadar sonra korkarım ki hormonlarım bir daha aşık olmama izin vermeyecek. öyleyse sevdiğimizi söylemeliyiz. ama kime anlatıyorum ki ben?

View all my reviews