Sayfalar

25 Ağustos 2010 Çarşamba

facebook out blog in, mutluyum :)

Bakalım, hmm daha bir hafta bile olmamış facebook'u kapatalı oysa bana baya oldu gibi gelmişti. Bir süredir niyetim vardı ama hazır hissetmiyordum kendimi(!) Gerçi kapatmak silmek de değil 'deactive' etmek oluyor bu, dondurmak bir nevi. Ne yalan söyliyim tamamen silmek diye birşey olduğunu bir kaç gün öncesine kadar bilmiyordum, hiç kurtulamayız sanıyordum :) Meğersem varmış bir yolu, öğrenmiş bulundum şimdi buraya da yazacağım. Şöyle:Önce yardım'a tıklayıp arama kutusuna 'delete' yazıyoruz, karşımıza seçenekler çıkıyor, 'hesabımı sürekli olarak silmek istiyorum' 'i want to permanently  delete my account'u seçiyoruz, here'a basıyoruz, son olarak çıkan pencereye mail adresini yazıp gönderince bitiyor. Sanırım bir de 2 hafta deneme süresi varmış facebook'suz yapabilir miyim denemesi :) dondurmuş muamelesi görüyoruz bu süre içinde, eğer sabredebilirsek o zaman tamamen siliniyor hesabımız. Dondurmak ise çok daha basit: account, account settings'e girip en alttaki deactive'e tıklıyoruz. 
Aslında asıl olay bundan sonra başlıyor facebook-loving kişisi için...
Resmen duygu sömürüsü yapıyor facebook; gitme bak şu seni özliycek bu da seni özliycek gel etme eyleme...
sebep olarak 'i spend too much time on facebook' u seçiyorsunuz, "daha az zaman harcamanın şöyle yolları var..."
'i dont feel safe myself ' deyince "bak şurdan gizlilik ayarları yapabilirsin aslında..."
Yahu senin bilmem kaç milyon kullanıcın var ben dondurmuşum hesabı niye bu kadar panik yapıyorsun anlamış değilim feysbuk.!?
Neyse ki ben fazla zırlamasın diye 'this is temporary, i'll be back'i seçtim de rahat ettim. "Tamam ama ne zaman istersen geri gelmek çok kolay aynı isim aynı şifreyle...çekinme sakın bak kapımız hep açık..."
Gelmiycem işte gelmiycem gelmiycem... =))
Sebeplerine gelince, klasik şeyler var işte bilmen gerekmeyen birsürü şey kim kiminle nerede suyu çıkıyor  vs. zaman kaybı... 
Ama beni üzen daha detay şeyler vardı. Mesela ilk zamanlar lise tarih öğretmenimle 'arkadaş' oluşumuzu feysbukun yayınlaması beni dumur etmişti.
"T.G ile M.P are now friends" bir kere 'friends' nedir? 'hoca'dan bahsediyoruz değil mi bir saygımız var, bak o zaman yadırgadığım gibi şimdi yadırgayamıyorum bile...
Sonra bir de bakıyorsun birsürü yarı tanıdığın yarı tanımadığın insanlar doluşmuş listene, belki  karşılaştığında selam vermeye üşeneceklerin, ama 'share' ettikleri videoları 'like' edebileceğin... 
Öte yandan can ciğer olduğun, kardeşin gibi sevdiğin sınırlı sayıda insanla da muhabbetin aynı düzeye düşüyor bir nevi, öyle değil aslında mı diyorsunuz, öyle aslında. 
İlişkileri ciddi sorguluyorsun.
Niye bulaştığım herşeyi bu derece içselleştiririm, felsefesini hayata uyarlarım bilmiyorum ama geçen yaz paso 'sims' oynadığım dönemde de başıma gelmişti. 
Mesela sims'in biri gitti spor salonunda biriyle tanıştı, sonra onu eve davet etti filan arkadaş oldular, aradan zaman geçiyor unutuyorsun tabi ona iş bul bunu okula gönder yemeklerini yedir bozulan televizyonu tamir ettir derken. 
Sonra ordan bir baloncuk çıkıyor tam hatırlamıyorum. "şu arkadaşını aramalı ya da iletişime geçmeli yoksa 'no longer friends' olurlar" amaan diyorsun zaten arkadaşlık seviyeleri düşmüş ben ona başka arki bulurum.
Yeni baloncuk gecikmiyor: "they are no longer friends"
Evet oyun filan ama çok çarpıcı bir gerçek değil mi arayıp sormazsan biter kardeşim!
Hayır bu kadar basit  olmamalı diyorum bir yandan, arkadaşlık sadece birlikte takılmak değil sanıyorum ve ben arkadaşlarımı bu şekilde de aklımda tutabildiğime inanıyorum kim ne derse desin. MFÖ'den geliyor: 
"Arayıp  sormasam da, unuttum seni sanma sakın. dünya bir yana sen bir yana" dost benim için böyle birşey ve silme butonuna basıldığında silinmesine imkan yok.
Kadim bir dostumla konuşuyoruz, feysbuktan, herkesin kendi havasında olmasından dem vuruyoruz, diyor:"Bak mesela bir yazı yazdım, 350 küsür arkadaşım varsa 10 tanesi ya görmüştür ya görmemiştir" "
Yaa işte herşeyi böyle tüketiyor vs." 
Düşünüyorum, benim de 200 civarında arkadaşım vardı, o kadar mantıksız ki... bir insanın 200-300 tane arkadaşı olabilir mi? burda bir yanlışlık var, hayır 600, 900 hatta bini geçik olanları biliyorum ki ünlü vs değil bunlar. Yani insan doğasına aykırı, dostumun dediğine göre de zaten bir insan maximum 150 kişiyi mi ne arkadaş olarak görebilirmiş bir araştırmaymış bu.
Ben de bu rakam sanırım 5te bir yani 30 anca :)) Hadi bilemedin 50 olsun, ben böyleyim bir kimseyi beynimdeki friend-list'e eklemem kolay olmuyor;
Normalde nasıl olur ilk tanışırsın, heh işte sanki feyste önce özelden mesaj atmak gibi, bu mesaja o an karşılık veriyorum ama friend request'i ignore ediyorum. 
Yada önce nezaketen kabul ediyorum sonra en yakın zamanda çaktırmadan siliyorum ruhu bile duymuyor, o kadar kişinin içinden farketmesi nerdeyse imkansız feysbukta. (ben bir kere farketmiştim mesela ama yakinen sevdiğim bir kimseydi kendisi) 
Ama tabi gerçek hayatta böyle olmuyor, x kişisi ile tekrar karşılaşıyorsun, o senin adını hatırlıyor, dumur, sende tık yok.
E ne yapalım yani onun kapasitesi 150 iken benim sadece 50!! Hem isim hafızam hiç yok, o 50 bile değil =)) 
İşte bazen keşke diyorum, aynı feysteki resimlerde olduğu gibi insanların isimleri yüzlerinde etiketli olsa... Tamam tamam :))
Yazsam daha tonla yazarım, ne de olsa 2 yıllık feys geçmişimiz var, neler gördük geçirdik ne videolar izledik 'beğen'dik, ne statusler update ettik...
Gelgelelim şimdi yok hiçbiri, ne mutlu ki blog var, feysi kapattığım gecenin sabahında alınmış çiçeği burnunda bir blog, adeta yeniden doğmuş hissediyorum :p
Sahi bir blog edinmesi çok çok basit hazır şablonlar var tasarım bilmek gerekmiyor önce bir gmail hesabı, o varsa 1 dk da alabiliyorsun, 2.dk da yazını yazmaya başla, özelliklerini bildikçe daha da eğlenceli olabilir.
Bu benim 2. yazım olacak henüz tam öğrenemedim yani her alanda at koşturabilecek durumda değilim, o da olur zamanla daha bir alışırım benimserim severim diye ümit ediyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlar buraya yazılıyor: